Roma İmparatorluğu Döneminde Anadolu’da Basılan Şehir Sikkeleri
Bu Yazıyı Paylaş :
İçindekiler
Roma İmparatorluğu Döneminde Sikke Basımının Gelişimi
İmparator Augustus’la beraber Roma‘da İmparatorluk idaresi başlamıştır. Ancak, Roma’nın Anadolu ile ilişkisi Augustus’tan çok daha önce M.Ö. II. yüzyıla dayanmaktadır. Bergama Kralı III. Attalos’un vasiyetle ülkesini Roma’ya bırakması sonucu Roma M.Ö. 129’da Batı Anadolu’da Asya Eyaleti’ni kurmuştu. Daha sonra bunu başka eyaletlerin kurulması izledi. Böylece, Roma, henüz imparatorluk rejimine geçmeden Anadolu’nun önemli bir kısmını, M.Ö. II. yüzyılın son çeyreğinden itibaren ve özellikle M.Ö. I. yüzyılda egemenlik altına almıştı. Anadolu’daki şehirler, daha önce olduğu gibi M.S. I-II. yüzyıllar arasındaki Roma İmparatorluğu’nun egemenliği altında da sikke basımlarını sürdürmüşlerdir.
Şehirler, Roma İmparatorluğu’nun egemenliği altında olduklarından, onlara, Roma devletinin parasını kullanmak yerine, kendi paralarını basma ve kullanma hakkı yada imtiyazı, Roma İmparatoru tarafından verilmişti. Bu nedenle şehirler, sikkelerinin ön yüzüne Roma imparatorunun portresi ile isim ve unvanlarını koymuşlar yada koymak zorunda bırakılmışlardır. Arka yüzlerde ise sikkeyi basan şehrin (daha doğrusu halkının) adı ile şehrin kendine özgü bir tasviri (bir tapınak,tanrı veya tanrıça vs.) yer alıyordu. Şehir sikkelerinin basımı için kullanılan esas metal bronzdur; Roma, şehirlerin altın ve gümüş sikke basmasına izin vermemiştir.
Anadolu’da Sikke Darbının En Yoğun Yapıldığı Bölgeler
Roma İmparatorluğu Dönemi’nde Anadolu’da en yoğun sikke darbının yapıldığı bölgeler arasında Çanakkale ve civarını kapsayan Troas, Marmara Denizi’nin güney kıyılarından güneye doğru yayılan Mysia, İzmir ili ve civarını kapsayan Ionia; Manisa ili ve civarını kapsayan Lydia; Eskişehir ve Kütahya illeri ile civarını kapsayan Phrygia; Muğla ili ve civarını kapsayan Karia ile Mersin ve Adana illerini kapsayan Kilikia sayılabilir. Ancak bu bölgelerin dışındaki bölgelerde de, örneğin Bithynia, Paphlagonia, Pontos, Kappadokia, Galatia, Lykia, Pamphylia ve Pisidia’da da sikke darbeden şehirlerin sayısı hiç de az değildi. Güneydoğu Anadolu’da ise sınırlı sayıda şehir sikke basmıştır. Bunlar arasında Zeugma (Belkıs), Dolikhe (Dülük), Samosata (Samsat), Germanikeia (Kahramanmaraş) sayılabilir. Ayrıca, Roma İmparatoruğu Dönemi’ndeki Anadolu’daki şehirler imparatorluğun başından sonuna kadar sürekli ve düzenli bir şekilde sikke basmamışlardır.
Bazı kentler , sadece bazı imparatorlar zamanında sikke basmışken, bazı kentlerin sadece bir veya iki imparator döneminde sikke bastığı görülmektedir. Örneğin günümüzde Teke yarımadasını kapsayan Lykia bölgesindeki kentlerde (bir-iki istisna dışında) sadece İmparator III. Gordianus(M.S. 238-244) zamanında sikke basılmıştır. Anadolu’daki şehir sikkelerinin darbı M.S. III. yüzyıl başlarından itibaren giderek azalmaya başlamış, M.S. III. yüzyıl ortalarından itibaren ise birçok yerde kesilmiştir. Günümüze kalan son şehir sikkesi Roma İmparatoru Tacitus (M.S. 275) zamanında Perge’de basılmıştır.
Roma Sikkelerinin Anadolu’da Tedavülü ve Anadolu’daki Roma Darphaneleri
İlk Roma sikkeleri M.Ö. III. yüzyıl başlarında basılmıştır. Roma devletinin gümüş sikkesi Denarius, altın sikkesi Aureus’tur. Roma’nın bronz sikkeleri ise -küçük birimden büyük birime doğru- as, dupondius ve sestertius’tur. M.S. 215 yılında İmparator Caracalla tarafından, onun adına izafeten(resmi adı Antoninus) antoninianus adı verilen yeni bir gümüş sikke tedavüle sokulmuştur. Bu sikkenin içindeki gümüş sikke miktarı zamanla azaltılmış, bakırın üzeri gümüş kaplanmış ve nihayette tamamen bakır bir sikkeye dönüşmüştür.
Büyük Constantinus (M.S. 307-337) zamanında ise aureus ‘un yerine ondan biraz daha hafif olan solidus adlı yeni bir altın sikke tedavüle sokulmuştur. Her ne kadar ilk Roma sikkeleri M.Ö. III. yüzyıl başlarında basılmaya başlanmış ise de, bu sikkeler daha ziyade Roma’nın egemen olduğu topraklarda tedavül ediyordu. M.Ö III. yüzyılda Anadolu Roma egmenliğinde olmadığından bu yüzyılda, Anadolu’da Roma sikkeleri görülmez. Ancak, M.Ö. 129’da Roma’nın, Bergama topraklarında, yani Batı Anadolu’da Asya Eyaletini (Provincia Asia) kurmasıyla, Roma devlet sikkeleri de özellikle Batı Anadolu’da az da olsa tedavül etmeye başlamıştır. Daha sonra Kilikia (M.Ö. 101), Bithynia (M.Ö.74), Pontus-Bithynia (M.Ö.63) ve Galatia (M.Ö.25) eyaletlerinin de kurulmasıyla Roma, Anadolu’nun büyük bir bölümüne hakim olmuş ve Roma sikkelerinin tedavülü bir önceki yüzyıla oranla biraz daha artmıştır. Ancak bu artış yine de göze çarpacak kadar büyük değildir.
Batı Anadolu’daki ören yerlerinde gerçekleştirilen arkeolojik kazılarda M.Ö. II. ve I. yüzyıl Roma devlet sikkelerinden çok az ele geçmektedir. Bir örnek vermek gerekirse, Sardeis ören yerinde 1958-1972 yılları arasında yapılan arkeolojik kazılarda sadece bir adet M.Ö. 39 yılında Ephesos’ta darbedilmiş bir Roma sikkesi ele geçmiştir. Geri kalan tüm sikkeler M.S. I-V. yüzyıl arasına tarihlendirilmektedir. Kezâ M.S. I. yüzyıla ait sikke sayısı da azdır. Ancak M.S. II. yüzyıldan itibaren bir artış gözlenmekte ve M.S III. ve IV. yüzyıllarda ise önceki yüzyıllarla kıyaslanmayacak kadar fazla sikke ele geçtiği anlaşılmaktadır. Diğer ören yerleri için de benzer bir tablo söz konusudur.
Roma İmparatorluğu Döneminde Anadolu’da Darphane İşaretleri Nelerdir?
Roma sikkeleri, neredeyse tüm Akdeniz dünyasını kapsayan İmparatorluğun çeşitli bölgelerinde yer alan yaklaşık 40 darphanede basılmıştı. Roma sikklerinin basıldığı esas darphane kuşkusuz Roma’daydı ve bu darphane M.Ö. III. yüzyıldan itibaren faaliyet gösteriyordu. Roma dışındaki diğer darphaneler faaliyetlerine ancak M.S. III. yüzyıl ortasından itibaren başladılar. Bu darphanelerden bir kısmı Anadolu’da ve Marmara Denizi’nin kuzeyinde (Trakya’da) kurulmuştu. Marmara Denizi’nin kuzeyinde iki Roma darphanesi vardı. Heraclea ve Constantinopolis .
Bugünkü Marmara Ereğlisi’ne lokalize edilen Heraclea (daha önce Perinthos) muhtemelen M.S. yak. 291 yılında açıldı ve I. Leo (M.S. 457-474) dönemine kadar faaliyetine devam etti. Darphanenin işareti H veya HT idi. Bugünkü İstanbul’a lokalize edilen Constantinopolis ise Büyük Constantinus tarafından Roma İmparatorluğu’nun başkenti yapılmasından birkaç yıl önce, M.S. 326’da açıldı ve Bizans İmparatorluğu’nun sonuna kadar faaliyetine devam etti. Aynı yıl Ticinum darphanesi kapandığı için, bir görüşe göre, Ticinum’daki darphane personeli Constantinopolis’e nakledilmişti. Darphane işareti olarak CON, CONS veya CONOB kullanılıyordu. Anadolu’daki Roma darphaneleri ise Cyzicus, Nicomedia ve Antiochia idi. Cyzicus (Erdek) muhtemelen İmparator II. Claudius(M.S. 268-270) zamanında açıldı ve Zeno’nun (M.S. 476-491) iktidarı sırasında kapandı. M.S. 518’de yeniden açılarak Bizans darphanesi olarak faaliyetine devam etti. Darphane işareti olarak K kullanılıyordu.
Nicomedia (İzmit) M.S. yak. 294’te açıldı ve Batı Roma’nın yıkılmasına kadar (M.S. 476) faaliyetine devam etti. Darphane işareti olarak N kullanıyordu. Antiochia (Antakya), M.Ö. I. yüzyılda Roma sikkelerinin basıldığı bir yerdi. M.S. III. yüzyıl ortalarına doğru bir Roma darphanesi olarak düzenli bir şekilde faaliyet gösterdi. Darphane işareti A , AN veya ANT idi. Bu darphanelere ilaveten Kappadokia’daki Caesarea’da (Kayseri) İmparatorluk döneminde gümüş ve bronz sikkeler basılmıştır. Bergama ve Ephesos ise İmparatorluk kistophorlarının darbedildiği darphanelerdi.